Bebeğiniz olduktan sonra hayatınız bir anda değişir, gideceğiniz yerlerde acaba bebekle, çocukla rahat eder miyim diye düşünmeye başlarsınız. Burada İstanbul ve çevresinde çocuğunuzla gidebileceğiniz yerler, mekanlar, gezi önerileri, rota fikirleri bulabilirsiniz.
Anne Gözüyle Türkiye’nin Tatil Beldeleri
Henüz tatil rezervasyonu yaptırmamış ve bu sene nereye gideceğini karar verememiş anne-babalar için dev hizmet 🙂
Poyraz hayatımıza katılmadan önceki tatil anlayışımız arabayla yola çıkıp geze geze tatil yapmaktı, eşim de bende bir tatil köyüne girip bir hafta aynı yerde kalmayı hiç sevmeyiz. Bu nedenle Türkiye’nin birçok tatil beldesini görme fırsatımız oldu. Poyraz doğduktan sonra tatil önceliklerimiz de değişti haliyle ve şimdi çocuklu insan gözüyle tekrar değerlendirebiliyorum tatil yerlerini. Birçok yeri belli nedenlerden eliyorum, çocuksuz gittiğim yerleri fikir olması açısından yazıya dökmek istedim, bence tatil olayının en zor kısmı gidilecek yeri seçmek, beldeyi seçtikten sonrası kolay, herkesin tatil anlayışı farklı tabii ki ama araştırma yapanlara bir nebze faydası olur belki.
1- ASSOS : Bence çok güzel bir tatil yöresi, Behramkale ve Assos harabeleri gezilebilir gitmişken. Kadırga koyunda birkaç tane tesis ve bolca pansiyon var. Fakat buraya çocukla gitmem zira suyu çivi gibi, inanılmaz soğuk. Eşim denize girmedi bile o derece. Denizin içi de sahili de taşlı. Akşamları Kadırga Koyu çok sessiz, tam kafa dinleme yeri diyebilirim ama dediğim gibi çocukla gitmem.
2- AYVALIK– Sarımsaklı ilk olarak sene 2001de gitmiş ve bölgenin tek 5 yıldızlı oteli Grand Temizelde kalmıştık, oteli de denizi de çok beğenmiştim. Sarımsaklı sahili otel, motel ve pansiyonlarla dolu. Kalacak yer alternatifi çok fazla fakat sezonda inanılmaz kalabalık. 2008de tekrar gittik ve gittiğimize pişman olduk. Sahilde bir pansiyon bulup yerleştik fakat plaja iner inmez oradan kaçmak istedim. Plajda kelimenin tam anlamıyla iğne atsan yere düşmüyordu, güneşlenecek yer bulmak bile zordu. Denize de cümbür cemaat giriyordu insanlar. Plajda toplam 1 saat falan durabildik, kalabalıktan nefret eden eşim için tam bir cehennem azabıydı. Ayvalık sanırım istanbul’a yakınlığı ve pansiyon fiyatlarının uygunluğu ile çok tercih ediliyor. Akşamları çarşısı da çok kalabalık oluyor. İlla denize girmemize gerek yok derseniz etrafı gezebilirsiniz, Cunda Adası na yada Şeytan Sofrasına gidebilirsiniz. Buraların manzarası harika, güzel akşam yemekleri yiyebilirsiniz. Ama bu kadar kalabalık bize göre değil bu nedenle bir daha en azından sezonda geleceğimizi sanmıyorum.
3-DİDİM– Buraya tatile gelince insan kendini İngiltere’ye gitmiş gibi hissediyor. Her tarafı İngilizler sarmış, yıllar önce burayı keşfetmişler ve koloniler halinde tatile geliyorlar. Kalacak yer alternatifi bol miktarda mevcut, her bütçeye göre seçenek var. Denizi kum ve sığ bu nedenle çocuklu aileler için iyi bir seçenek ama gene kalabalık oluşundan dolayı burayı da tatil seçeneklerimiz arasına almıyoruz artık ailecek.
4-DALYAN – Cennetten bir köşe derler ya aynen öyle bir yer , her gidişimde çok beğendiğim bir doğa harikası. Dalyan merkezde pansiyon, motel tarzı birçok yer var buralarda kalınıyor, gene merkezde ve deniz kenarında birçok restoran var, genelde pansiyonlar oda kahvaltı olduğundan akşam yemekleri sahilde alınıyor. Denize girmek için meşhur caretta carettaların yuva yaptığı Dalyan plajına ya tekneyle yada minibüs / özel araçla ulaşıyorsunuz. Denizi gerçekten harika, fotoğraflarda görüldüğü kadar muhteşem bir sahil. Ve bu sahilde çok fazla yerde rastlanmayan mavi yengeç satılıyor, turistler bunlara bayılıyor, teknede pişirip satıyorlar. Dalyan Plajında akşam 7ye kadar kalabiliyorsunuz, sonrasında plaj artık kaplumbağaların, sabah 5e kadar plaja giriş yasak. Denizin girişi sığ ve içi kum, çeşitli tarihlerde gittim ve plaj aşırı kalabalık olmuyor. Dalyan’da mutlaka tekne turu yapmalısınız gerçi sabahları plaja tekneyle giderseniz tur yapmış kadar oluyorsunuz ve Kaya mezarlarını görebiliyorsunuz ama özel tekne turuna çıkarsanız ayrıca antik kentini de gezebilirsiniz. Acentalar sabaha karşı özel caretta caretta görme turu düzenliyor sabah 5de plajda oluyorsunuz ve eğer şansınıza o gün varsa kaplumbağaları görüyorsunuz. Dalyan’ın tek sevmediğim yanı sivrisinekleri, her taraf sazlık olduğu için aşırı sivrisinek var, restoranlarda bütün masalarda off var, eğer çocukla giderseniz önlem almak şart. Sivrisinekler önemli değil, plaj da ayağımın altında olmayıversin her gün tekneyle giderim derseniz Dalyan çocuklu / çocuksuz harika bir tatil yeri.
5-BOZCAADA – Geçen sene Poyraz’la birlikte gittik ve çok beğendik. Adanın tek dezavantajı tek bir plajının olması. Bu plaj da haliyle oldukça kalabalık oluyor, geç gidilirse şezlong bulma sorunu yaşanabilir. Gerçi çocuklu aile neden geç gitsin dimi, dikilirler sabahın köründe ayağa JPlaj kenarında yemek alternatifi çok kısıtlı. Merkezde yada kaldığınız yerden sabah aracınıza yada minibüse binip plaja inmeniz, giderken yanınızda yiyecek/ içecek götürmeniz gerekli. Adanın doğal güzellikleri harika, deniz çok önemli değil biz gezelim derseniz adayı çok seversiniz. Bozcaada’yı o kadar çok beğendim ki hakkında 4 yazı yazdım J aşağıda bulabilirsiniz.
6- BODRUM – Bodruma defalarca gittik ve her seferinde çok sevdik. Poyraz’la da gittik fakat gençlik yıllarındaki gibi merkezde kalmadık. Turgutreiste herşey dahil bir otelde kaldık ve akşamları Bodrum’a indik Poyraz’la. Bodrum’un çok güzel koyları varmış, bir hepsinden denize girmedik ama girdiklerim de çok güzeldi diyemem. Turgutreis çok rüzgarlıydı örneğin , Poyraz denizi sevmedi ve girmedi, otelin havuzlarında eğlenmeyi tercih etti. Bodrum’un koylarını tekne turuyla gezmek çok güzel ama çocukla bana zor geliyor zira ben ayağımın değmediği yerde çocuğu denize sokamam, öyle bir cesaretim yok henüz. Bodrum’da çok fazla tesis var, çocuklu ailelere uygun tesislerde var. Biz Poyraz’la bodrum kalesini gezdik, bitez dondurmacısından bol bol dondurma yedik. Ama şahsi fikrim Bodrum’a çocukla gelmemek lazım , zira çocuk uyuyunca otel odasından çıkamıyor insan ve aklı bodrum gece hayatında kalıyor. Ailecek Bodrum tatilimiz ve Bodrum’da kaldığımız otel yazılarım.
7-ÇEŞME – Bana göre çocuklar için en güzel deniz Çeşme’de. En sevdiğimiz ve her yaz gitmeye çalıştığımız tatil beldesi Çeşme. Biz genelde merkezde kalıp her gün farklı bir plajından denize giriyoruz yada çevreyi geziyoruz. Zaten Çeşme’de çok fazla 5 yıldızlı yada her şey dahil tesis yok, varolanlar da oldukça pahalı. Çeşme genel olarak çok ucuz değil zaten yeme içme, plajlar biraz pahalı. Ama denizi çok çok güzel hem sığ hem içi, plajları kum, git git derinleşmiyor. Tabii yetişkinler bunu sevmeyebilir ama çocuklar için çok ideal bence. Denizi biraz soğuk ama girilmeyecek gibi değil. Çeşme’ye geçen yaz Poyraz’la gittik ve çok iyi vakit geçirdik. Çeşmenin plajlarını, lezzetlerini detaylı olarak aşağıdaki yazılarda anlattım. Çocukla Çeşme tatilimizle ilgili yazılarım
8-FETHİYE- ÖLÜDENİZ – Ölüdenizin fotoğraflarını görüp de hayran kalmayan yoktur herhalde, tam bir doğa harikası. Kalacak yer alternatifi bol miktarda mevcut. Biz merkezde kalmıştık. Denize yaklaştıkça fiyatlar artıyor, içerilerde daha uygun fiyata konaklama seçenekleri var. Fethiye plajının en güzel bar/restoranlarından biri olan Help’de arkadaşım çalıştığı için akşam yemeklerimizi orada yemiştik, dünya standartlarında bir menüsü var ve harika bir mekan. Denizi çok güzel fakat çok çabuk derinleşiyor , bu nedenle çocuklu tatil için burayı eliyorum. Eminim bizim keşfetmediğimiz başka plajları da vardır ama benim aklımda böyle yer etmiş.
9-MARMARİS – İçmeler, Kız Kumu, Orhaniye, Turunç hepsi birbirinden güzel gezilecek yerler. Denizi de çok güzel Marmaris’in. Her ilçesinde bol miktarda konaklama alternatifi var, burayı da biraz İngilizler istila etmiş gibi ama rahatsızlık verici boyutta değil. Merkezi oldukça büyük , Bodrumu’u aratmayacak kadar geniş bir çarşısı var. Çocuklu tatil için değerlendirilebilir.
10- AKYAKA – Gökova körfezinde çok fazla keşfedilmemiş ve bakir kalmış çok çok güzel bir tatil beldesi. Bizde tesadüfen keşfettik ve hayran kaldık. Mimar…. Burada harika evler yapmış, zaten önce evlerine hayran kaldım. Deniz kenarında değil ama içerilerde birçok pansiyon ve motel var. Bir tarafı orman ve orman içinde de kamp yapma imkanı varmış biz gitmedik, normal plajı biraz kalabalık geldi bize ve değişik bir yoldan kimsenin denize girmediği bir yer keşfedip Gökova Körfezinin harika denizine girdik. Çok çok güzel di, burada hiçbir tesis yok hatta insan bile yoktu ama harika bir denizi vardı. Akyaka ressam, mimar, sanatçı gibi entellüektel kesimin uğrak noktası olmuş , çocuğunun burada evi var. Hemen yanından Azmak nehri geçiyor ve azmağın üzerine tahta platformlarla restoranlar kurmuşlar, burada yemek yerken karşı taraf ormana bakıyor , hayatımda ilk kez burada yaban domuzu gördüm, artık neredeyse evcilleşmiş kıyıya kadar geliyor, insanlar ona ekmek atıyor ve yiyordu. İlçede 2 gece kaldık ve birinde akşam meydanda sahne kuruldu çok güzel bir konser vardı. Meydanı çok çok kalabalık değil, sezonda gitmemize rağmen kalabalıktan rahatsız olmadık. Henüz çok keşfedilmemiş olmasına bağlıyorum, konaklamak için lüks tesis yok ama temiz moteller var. Denizi çocuklar için uygun. Akşamları da sessiz , sakin bir mekan arıyorsanız şiddetle tavsiye ederim.
11- ÇIRALI – OLİMPOS , Olimpos bana nedense genç ve çocuksuz insanların parti yaptıkları bir yer gibi geliyor. Gerçekten böyle bir imajı da var, ağaç evlerinde çok sayıda yerli yabancı genç kalıyor ve çılgın partiler yapıyorlar. Çocukla gitmek için Olimpus bana çok cazip gelmiyor fakat hemen yanı başındaki Çıralı tam bir cennet. Her taraf mandalina, nar bahçeleriyle dolu, çok şirin ve uygun fiyatları butik otel ve pansiyonları var. Biz Aida Otel’de kalmıştık ve çok memnun kalmıştık. Balkonu denize değil hemen karşıdaki ormana bakıyor, balkonda oturup ormanı seyredebiliyorsunuz. Otelin minik bir havuzu da vardı fakat kullanmadık deniz daha cazip gelmişti. Sabahları portakal, limon ağaçlarının arasından geçip denize inilen harika bir küçük ilçe. Yolu biraz zor dağdan iniliyor ama bir kere inince hayran kalıyor insan. Denizi sığ fakat girişi taşlık bu nedenle Poyraz’la olan tatillerimizde eliyorum burayı zira bizimki taş denize girmek istemiyor, onu kucağımızda taşımamızı istiyor. Ama sizin için taş deniz çok sorun değilse kesinlikle tercih edin derim. Çıralı kalıp Olimposa yürüyerek gidebilirsiniz , zaten aynı sahilden denize giriliyor. Ayrıca Yanartaş da güzel bir yer ama çocukla çıkılır mı emin olamadım, gece çıkmıştık ve karanlıkta oldukça zor olmuştu tırmanış, gerçi çocuk milletine macera olsun yeter ama gene de düşünmek lazım J
12- ERİKLİ – Poyraz doğduktan sonra ilk 3 sene Marmara bölgesinde tatil yapmak zorunda kaldık zira bizimki arabaya biner binmez ağlamaya başlayan bir çocuktu bu nedenle fazla uzaklaşamıyorduk. Yıllardır arkadaşlarımdan Saroz körfezi çok güzel, denizi muhteşem, millet dalmaya gidiyor, çok temiz, şöyle güzel böyle harika diye duyduğum Erikli’ye gittik bir yaz, zaten o da ilk ve son gidişimiz oldu. Bir daha ne çocukla ne çocuksuz gitmem J İlçede iki tane büyük otel var Erikli ve İşçimen Otelleri bunun dışında moteller ve pansiyonlar var. Biz Dost otel diye nispeten temiz ortalama bir yerde kaldık, zira rezervasyon yaptırmadan gitmiştik ve her yer doluydu. Her yer dolu olunca aa kesin güzel bir yer demek ki diye düşünmüştüm ama bana hiç hitap etmedi. Bir kere denizi hiç öyle anlatıldığı gibi harika , muhteşem falan değil, bildiğiniz deniz, temiz desen hiç değildi. Biz halk plajından deniz girdik, tesis yoktu kendi eşyalarımızı götürdük, plaj pisti , denize girdik, çıktık Poyraz’ın sandaletleri çalınmış, yalınayak kaldı çocuğum J akşam yemek yiyecek doğru düzgün bir yer yok, meydanda bir kamp alanı var ve insanlar burada çadır kuruyor, herkes kamp alanında mangal yapıyor. Yemek yeyip odaya dönüp , çocuğu uyuttuk bir daha da çıkasımız gelmedi, balkondan izlediğim manzara bana bu ilçeyle ilgili yeterince fikir verdi zaten. Hayatımda ilk kez gördüğüm bir eğlence olarak insanlar faytona binmiş , geziyorlar, faytonlarda müzik tesisatı var ve son ses arabesk havalar çalıyordu hatta faytonun içinde ayağa kalkmış göbek atan türk kadınları vardı J Erikli hakkındaki yazım
13-DATÇA – Datça’ya çocuksuz gittim ve çok beğendim. Sanırım datça’ya gidip beğenmeyen pek insan da yoktur. Henüz çok çok popüler olmadığı için deli gibi kalabalık değil, havası çok güzel, hafif bir esintisi var, merkezinde çok hoş restoranlar var. Palamutbükü ve Hayıtbükünde çok güzel plajlar varmış biz gitmedik, merkezde şirin bir pansiyon bulup orada kaldık zaten çok uzun kalmadığımız için hep merkezden denize girdik, plajın girişi çakış taş ama devamı kum ve su çok temiz, dibi görünüyor. Çocuklar için uygun , sığ bir denizi vardı merkezdeki plajının. Çok güzel tekne turları yapılıyor Datça’da, minicik de bir marinası var, tekneler yanaşıyor. Çok meşhur olmuş balık restoranlarından birine gidip balık yemeden çıktık ama bunun dışında tatil güzeldi. Datça’ya çocukla gidilir ama poyraz’la gider miyim emin değilim çünkü yolu biraz zor ve bizimki araba yolculuğuna bayılmıyor. Zaten ege ve akdeniz’de gizli kalmış ve çok bozulmamış nadir güzelliklerin bozulmama nedeni bence hep bu meşakketli yolları. Bu yollar onları biraz daha zor ulaşılır kılıyor ve bakir kalmalarını sağlıyor. Datça’da çok sayıda Can Yücel’e benzemeye çalışan insan gördük o da ayrıca hoş bir ayrıntıydı J
14- KAŞ – KALKAN – Her ikisinin de denizi çok güzel, coğrafya harika, havası mükemmel, dalış yapmaya ideal koyları var, pansiyon ve motelleri çok hoş fakat çocukla gider miyim ben gitmem, neden çünkü kum plaj yok (varsa da ben görmedim), her taraf taşlık, iskelelerden denize giriliyor. Çok dik kayalıklara kurulmuş Kaş , oteller tepede denize inmek için merdivenlerle inmek gerekiyor. Çocukla hele hele pusetle çok zor olacağını tahmin ediyorum. Gezmek, görmek için harika yerler orası ayrı ama küçük çocukla tatil için çok uygun gelmiyor bana, biraz daha bekleyip belki çocuklar büyüyünce gitmek lazım.
15-KAPUTAŞ PLAJI- Kaş – Kalkan karayolu arasındaki bu cennet plajı gerekirse yolunuzu değiştirip gidin mutlaka görün. Çocuklu , çocuksuz farketmez herkesin mutlaka görmesi ve yüzmesi gerek. Vakti zamanında bu karayolu yapılırken işçiler bu harika plajdan halk denize girebilsin diye merdiven yapmışlar. Pusetle inmek zor olabilir ama indiğinize değecek. Plajda tesis yok, şezlong, şemsiye , su vs. yok. Şemsiyenizi ve yiyecek içeceklerinizi yanınızda götürmelisiniz. İnanılmaz berrak güzel bir suyu var fakat çok dalgalı, biz bile bu dalgalarla epey oynayıp eğlendik, çocuklar çok daha fazla zevk alacaktır. Bu karayolunda seyahat ederken plaja yaklaşınca otoyolun kenarında çok sayıda park etmiş araba göreceksiniz , plaja inmek planlarınız arasında yoksa bile mutlaka durun, zaman yaratın ve bu harika sularda yüzün.
16- SARIGERME – Gökova körfezinde cennet gibi bir köşe. Milli park sayıldığından giriş ücretli, girerken cüzi bir ücret ödüyorsunuz ve sonrasında minik trenlerle plaja gidebiliyorsunuz. Milli park sayılan alan içinde Hilton Sarıgerme ve sanırım gene çok pahalı bir iki otel daha var. Buraya biz günü birlik denize girmeye gittik ve bu cenneti biz değil daha çok turistlerin kullandığını görüp üzüldüm. İçerideki oteller çok pahalı. Denizi çok güzel, sığ ve her taraf kum, git git derinleşmiyor. Milli park alanı dışında yukarılarda başka otel ve pansiyonlarda vardır mutlaka, araştırıp bir sene çocukla burada tatil yapmayı istiyorum. Çocukla gidilecek tatil beldeleri listesinde ilk 10a girer bence.
17-ANTALYA – Antalya çok geniş bir coğrafyaya hakim ve tüm kıyı şeridi kumsal, plaj, tatil yeri.
Kemer, Belek, Side, Alanya gibi ilçelerinin çoğunda tatil yaptım. Sahil kesimini çok büyük bir alanının 5 yıldızlı otel ve dev tatil köyleri kaplamış durumda eğer bu tarz tatili severim diyorsanız çocukla gitmek için uygun. Tatil köylerinde genelde çocuklar da düşünülüyor. Akdeniz’in suyu bana göre çok sıcak bu nedenle burada deniz tatili yapmayı pek tercih etmiyorum. Denize girdiğimde serinlemeyi tercih edenlerdenim. Antalya yöresini gezmek bana daha cazip geliyor. Manavgat Şelalesi, Side Antik Kenti, Saklıkent, Yivli Minare, Antalya Müzesi gibi gezilip görülecek çok güzel yerleri var Antalya’nın. Antalya’ya gidip 1 hafta boyunca bir otel e kapanmak en son tercih edeceğim tatil konseptlerinden birisi. Ama çocukla rahat edelim derseniz tesisler son derece uygun. World Of Wonders ve Voyage’larda kaldım, genel olarak başarılı oteller.
18-SİLİVRİ, KUMBAĞ, MARMARA EREĞLİSİ – İstanbula yakın oluşu nedeniyle hepsinde tatil yaptık. Silivride annemin yazlığı var , biz küçükken buradan denize girerdik ama bence artık deniz çok pis ve denize girmiyoruz. Biz girmiyoruz ama pek çok kişi giriyor. Silivri merkezde her bütçeye uygun otel, motel, pansiyon var. Halk plajları hafta sonları çok kalabalık oluyor, gelip kamp yapan, arabalarında, çadırlarda kalan insanlar oluyor. Deniz sığ ve plajı kum ama dediğim gibi biz pek girmiyoruz buradan denize. Kumbağ sahili 30 yıl önce yapılmış yazlıklarla dolu, yazlıklar dışında bir de tatil siteleri var ama yazlık siteler gibi değil, otel gibi genelde avrupa’da yaşayan türkler buraları aylık kiralayıp kalıyor. Birkaç tane otel de var biz birinde kaldık, inanılmaz eski bir tesisti, mobilyalar 20 yıl öncesinden kalma gibiydi J fakat buranın denizi çocuklar için çok ideal, denizin içi komple kum ve sığ bir denizi var. Kaldığımız tesis denize sıfırdı ve Poyraz’la çok rahat denize girdik. Marmara Ereğlisi’de genelde yazlıkçıların olduğu bir belde. 3 sene önce açılan Poyraz Butik Oteli keşfettiğimiz seneden beri her yaz gidiyoruz, 7 odalı butik bir otel , denize sıfır, denizi gene çocuklar için çok uygun sadece girişinde biraz yosun var ama onun dışında temiz, kum ve sığ. Hemen yanında İstanbul Yıldız Otel var , bu ikisi dışında merkezde ev kiralamak da mümkün.
Genelde Ege ve Akdenizi yazdım, kuzey egede de çok güzel tatil yerleri var. Örneğin Akçay, Ören, Altınoluk gibi ama buralarda hiç bulunmadım ve buralar bana genelde yazlık yerlerini anımsatıyor. Bütün bunları yazmış ama halen bu seneki tatilimizde yanımızda minicik bir insan yavrusu olacağından ne yapacağını karar verememiş bir anne olarak herkese iyi tatiller J
kaynak.çocuklugeziler.com