Fethiyede neler yapılır, Fethiyede nerelere gidilir
Fethiye’de 20 TL’ye Yapılacak 40 Şey
Ege ile Akdeniz’in kesiştiği, doğanın sanki tek bir nefesle yarattığı Fethiye, günden güne tatil popülaritesini artırmaktadır. Adını Tanrı Apollo’nun oğlu Telmessos’tan aldığı söylenir. 1424’de Osmanlı topraklarına katılan Telmessos’a; “Uzak Şehir”anlamına gelen Makri, daha sonra da Megri denmiş. Megri adı, 1934 yılında ilk Türk pilotu Fethi Bey’in anısına, bugün kullanılan Fethiye ismiyle değiştirilmiş. Bugünkü Fethiye, 1957’den sonra kurulmuş; büyük depremler görmüş geçirmiş, bu sebeple de antik kentin sular altında kaldığı, adeta bir Atlantis büyüsüyle donanmış Fethiye’dir.
Dalaman Havaalanı’na 50 kilometre uzaklıktaki Fethiye’ye ulaşım için sizi buraya; dağ ve denizi aynı karede birleştiren, Türkiye’de muhtemelen daha iyi bir manzarayla karşılaşamayacağınız Fethiye’de 20 liraya görüp deneyimleyebileceğiniz 40 şeyi öğrenmek için ise aşağıya alalım:
1- “Eski Kent” Paspatur’da kaybolun
Fethiye’nin en eski yerleşim yeri olan Paspatur; ahşap cumbalı otantik evleri ve rengarenk çiçekleri ile günümüzde aslına uygun olarak restore edilmiş ve korunmuştur. İçerisinde hediyelik eşya dükkanları, kafeler, halıcılar, kilimciler, butikler ve kuyumcular bulunan Çarşı, ismini yüzyıllardır ortasından akan Paspatur suyundan alıyor. Efsaneye göre, bu suyu içenler Fethiye’den kolay kolay ayrılamaz veya mutlaka dönüp dolaşıp tekrar kendilerini Fethiye’de bulurlarmış.
2- Balık Hali’nde kendi balığınızı kendiniz seçin
Balık Hali, ortada yuvarlak balık tezgahı ve dört bir etrafındaki restoranlardan oluşmaktadır. Balık Hali’ne girdikten sonra önce gideceğiniz restoranı seçersiniz, sonra kalkar orta tezgaha gider ve yiyeceğiniz balığı beğenirsiniz. Restoran sizin için, sizin seçtiğiniz balığı pişirir ve önünüze getirir. Pek tabii, birçok lezzetli deniz ürünü mezesi ve salata da cabası… “Hadin bakam!” sesleri eşliğinde sulanan balıklar her daim tazedir; fakat cüzdanımıza uygun olarak bu keyfi yaşamak adına size tezgahtan Lopa almanızı tavsiye ediyorum. Pişirme parasını da dahil ederek, yanında ferahlatıcı bir içecekle kendinize keyifli bir öğlen menüsü oluşturabilir, bu meşhur balık ritüeline dahil olabilirsiniz.
3- Kalepark’ta panoramik Fethiye manzarası izleyin
Fethiye’den Kayaköy’e giden tırmanış yolu üzerinde bulunan Kalepark, tüm Fethiye’yi ayaklarınızın altına seriyor. Serinletici içecekler eşliğinde panoramik Fethiye manzarası izlemek için ödeyeceğiniz miktar 10 lirayı bile geçmeyecektir. Ulaşım için ise isterseniz yürüyebilirsiniz; ama yokuş epey dik! Kayaköy minibüslerini kullanmanızda fayda var.
4- Tarihi Rum mahallesi Kayaköy’ü ziyaret edin
Fethiye’nin hayalet şehri Kayaköy, her biri 50 m2’den büyük olmayan, içerisinde kilise, şapel ve okulların da bulunduğu yaklaşık 300-400 konuttan meydana gelen taş evlerden oluşmaktadır. Yakın geçmiş Osmanlı Dönemi’nde savaşlar sonucu Rumlar tarafından terk edilen bir mahalledir aslında Kayaköy. Dağı aşıp aşağı doğru inmeye başladığınızda sadece hayranlık hissedebileceğiniz derecede toplu bir hüzün ve yalnızlık barındırmaktadır. Ayrıca tırmanışlı uzun bir yürüyüş parkuru da olan Kayaköy’de birkaç evin içine girip, en yukarı tırmanarak kiliseye ulaşabilirsiniz.
Yukarıda Kaya evlerini, aşağıda ise Kilise’yi görebilirsiniz.
5- Kral Amyntas’ın mezarını gözlemleyin
Fethiye’nin bir diğer büyüleyici yapı taşları arasında simgeleşmiş olan, dağlara oyulmuş anıt mezarlar, Helenistik dönemde yapılmış olup Fethiye’nin yaşadığı tüm medeniyetlere tanıklık etmişlerdir. Göreceğiniz üç mezardan Amyntas’a ait olan mezar en görkemlisidir. İsterseniz mezarların yanına tırmanabiliyorsunuz; ama hem günümüze gelene kadar eserlerin bozulmuş olması hem de içerilerinde hiçbir şey olmaması sebebiyle dışarıdan çok daha güzel göründüklerini söyleyebilirim.
6- Telmessos Antik Kenti’ni gezin
Fethiye, eski adıyla “Işık Şehri” anlamına gelen Telmessos, geçmişte yaşadığı büyük depremler sonucu tüm antik şehir denize gömülmüştür. Bu sebeple ortaya çıkan kalıntılar çok değerlidir. Antik şehri temsili açısından en önemli eselerden biri, sahile yakın konumda ortaya çıkarılan tiyatrosudur. Erken Roma döneminde yapılan ve M.S. II. yüzyılda onarım geçiren bu tiyatro 5000 kişiliktir.
Ayrıca şehrin içinde de Lykia tipi birçok lahit görülür. Bunlardan biri hemen bu kaya anıtlarının altındaki sokakta, bir de Hükümet Binası ile iskelenin yanındadır.
Eski Fethiye’yi gezerken birçok kalıntı ile karşılaşmak mümkündür. Dolayısıyla size, akşamüstü serinliğinde merkez etrafında yürüyüş yapmanızı tavsiye derim.
Bu maddeye bonus olarak ise, gidiş-dönüş yolunda minibüs bulunmayan; ancak şahsi arabanızla veya belki otostopla ulaşabileceğiniz Gemiler Koyu’ndan bahsetmek isterim. Doğal bir liman olan Gemiler Koyu, aynı zamanda etrafındaki göçük şehrin dalınarak gezilebileceği yerdir. Bu koya aynı zamanda dalış için özel turlar da mevcuttur. Benim gibi dalma yetiniz olmasa da Gemiler Koyu, denizin üzerinden de gerçekten müthiş. Denizini tatmanız için bile tavsiye ediyorum. Giriş için cüzi bir fiyat veriyorsunuz, önemli olan oraya ulaşabilmek.
7- Fethiye Kalesi’ni ziyaret edin
Fethiye’de şehrin güneyindeki tepe üzerine kurulu Fethiye Kalesi’nin Aziz John’un şövalyelerine ait olduğu rivayet edilir. Kale’nin kuzey kısmındaki surlarının temel hizasındaki taşlardan bazılarının Hellenistik, bazılarının da Roma dönemine ait olduğu görülür. Günümüze kadar kalabilmeyi başaran kalede belli belirsiz birkaç yazı ile hangi tarihte yapıldığı belli olmayan birde sarnıç bulunmaktadır. Kale’yi gezmek için herhangi bir ücret bulunmuyor.
Kaynak: instagram.com/izidoenyas
8- Paspatur Mutfak’da tantuninin tadına varın
Paspatur muhiti yerleşim olarak eski olduğu kadar içinde barındığı lezzetleri de yıllanmıştır. Mutfak, ufak bir büfe olmasına rağmen lezzetinin vazgeçilmezliği ile günün her saati dolup taşar. Gayet ucuz bir fiyata satın alabileceğiniz tantuniyi mutlaka tatmalısınız.
9- Fethiye kordonda yürüyüş yapın
Özel teknelerin bağlandığı marinadan başlayıp yeni kordonla birleşerek kilometrelerce devam eden Fethiye sahilin bir tarafı tur tekneleri, diğer tarafı ise kafelerle doludur. Eğer yürüyüşü seviyorsanız, Fethiye kordondan daha cıvıl cıvıl, iyi bir yürüyüş parkuru bulamazsınız.
10- İksirci Tezcan’da tost ile taze sıkılmış meyve suyu için
Fethiye kordonun sonunda kalan meşhur İksirci Tezcan’a uğramadan Fethiye’den ayrılamazsınız! Peynirli veya karışık tostunuzun yanında gelen turşunuz ile taptaze meyve suyunuz için vereceğiniz ücret sadece 8,5 lira.
11- Biraz da sanat: Fethiye Kültür Merkezi
Kısa adıyla FKM, Fethiye kordonun sonundaki geniş meydanda, İksirci Tezcan’ın hemen yanında bulunan etkinlik ve kültür merkezidir. Yılın her ayı aktif olan merkez, ciddi organizasyonlara imza atmaktadır. Özellikle eğer Fethiye’ye yolunuz Eylül’ün ikinci haftasında düşerse, Çalış’ta günbatımı konserlerinden Fazıl Say gibi çok önemli bestecileri de programına dahil eden, ünlü çelist Bünyamin Sönmez adına düzenlenen Fethiye Klasik Müzik Festivali programını takip etmenizi şiddetle tavsiye ederim.
12- Kordon’daki kafelerde vakit geçirin
Fethiye’nin tüm çay bahçelerinde şöyle bir güzellik var: çay bahçesine simidinizi, ıvırınızı zıvırınızı alarak gidebilir, sadece içeceğinizi oradan alabilirsiniz. Böylece çok ama çok ucuza uzun saatler boyu kalabalık ve renkli kordon üzerinde marina manzarası ile gününüzü taçlandırabilirsiniz.
13- Fethiye Müzesi’ni ziyaret edin
Fethiye tarihi geniş bir arşive dayandığından dolayı, Arkeoloji bölümlerindeki eserler M.Ö üç binden başlayarak Bizans Dönemi sonunda kadar tarihlenen heykel, heykel başları, seramik, cam, metal ve sikkelerin oluşturduğu eser gruplarından oluşmaktadır. Ayrıca yakın ören yerlerinden getirilen tarihi kalıntılar da müze içerisinde yerlerini almıştır.
Müzeye giriş ücreti: 3 TL’dir.
Piri Reis’in Fethiye haritası
14- Yeni kordonu gezin
Artık Fethiye çok daha büyük bir yer! Dolayısıyla sahili de bir hayli büyüdü. Bakımlı yolu, zevkli kafeleri ve büyüleyici manzarası olan yeni kordonda gezintiye çıkabilir, sanki dağlara uzanan bir yolculuğun parçası olabilirsiniz.
15- Paspatur’da gece hayatına dahil olun
Yemekten sonra bir içki içmek ve gece hayatına dahil olmak isterseniz en doğru adres Paspatur barlar sokağıdır. İçkilerin ortalama fiyatlarda seyrettiği barlarda zamanın nasıl geçtiğini anlamayacaksınız, bu sebeple dikkatli olun; zira gece 01:00’den sonra -eğer şehir içinde kalmıyorsanız, gideceğiniz yere minibüs bulmanız maalesef imkansız. Ayrıca canlı müzik olan barlara müzik için hiçbir ücret ödemeden girebilirsiniz.
16- Çalış’ta dalgalarla boğuşun
Çalış’ın bir koy olarak gelişmesinin en büyük sebebi elbette taşlıklı upuzun plajı! Kordon boyunca otel dolu olan Çalış’ın plajı halka açık. Sadece şemsiye ve şezlong için ücret ödemeniz gerekiyor; ama almak zorunda asla değilsiniz.
Çalış denizinden bahsetmek gerekirse, açık deniz olması sebebiyle bir hayli dalgalı. Dolayısıyla da bulanık bir suyla karşılaşıyorsunuz. Herkese hitap eden bir deniz olmasa da tüm günü geçirmek için ideal.
17- Yörük Çadırı’nda gözlemenin tadına varın
Çalış kordon’un sonuna doğru geldiğinizde karşınıza dev bir yörük çadırı çıkacak. İşte bahsettiğimiz çadır o çadır. İsterseniz sahil kenarındaki masalarında oturup deniz sonrası çay qeyfi yapabilir veya çadır içerisindeki lokal eğlenceye katılabilirsiniz. Fiyatları çok uygun olan Yörük Çadırı’nın en meşhur yemeği ise elbette ki gözleme! Bol çeşitli gözlemeleri geleneksel metodlar ile köylü teyzelerimiz yapıyor, biz de afiyetle yiyoruz.
18- İzleyebileceğiniz en güzel güneş batımını izleyin
Çalış belki Fethiye’nin en güzel yeri değil; ama kesinlikle gün batımının en büyüleyici hal aldığı yer! Üç boyutlu dağlar (arka arkaya sıralandığı için gerçekten böyle görünüyorlar), deniz, orman ve şehir manzarasını bir anda yakalamak pek kolay değil. Sahil boyunca uzanan barlardaki, güneşe dönük sandalyelerin bir tanesine oturup buz gibi bir bira eşliğinde Çalış’da günü mutlaka batırın.
Kaynak: instagram.com/_ella.bray
19- Çalış’ta Fethiye semasına karşı yürüyüş yapın
Fethiye’nin en popüler ve doğal olarak gelişmiş koyu Çalış, kıyı şeridinin kıvrılması sebebiyle Babadağ’ı da kapsayacak şekilde size dev bir Fethiye manzarası vaad ediyor. Özellikle akşamları harika bir görüntü yakalayabileceğiniz Çalış kordonunda bir sürü hediyelik eşya dükkanı, kafe ve restoranlar bulunuyor. İsterseniz yürüyüş yapıp sahilde takılabilir, isterseniz de kafelerde vakit geçirebilirsiniz. Restoranları maddeye katmıyorum; zira 20 liramız var:)
20- Şövalye Adası’nı keşfe çıkın
Önceleri ana karaya bağlıyken depremler sonucu ortaya çıkmış olan Şövalye Adası, Fethiye körfezini kapatan ince uzun, lades kemiği şeklinde bir adadır ve limanı korunaklı bir yer haline getirmiştir. Bölgeyi çevreleyen adalar zincirinde üzerinde yerleşim yeri bulunan tek adadır. Yerleşim bölgesi tek tarafta toplanmış, diğer taraf ise dokunulmamış orman alanı olarak korunmuştur. Eğer zehirsiz siyah yılanlar ile haşır neşir olmayı göze alıyorsanız (kendi deneyimlerimden alıntılıyorum!) ormanda toprak patika yollar mevcut. Ayrıca adada denize de girebilirsiniz.
Şövalye Adası’nı en güzel şekilde gözlemleyebildiğiniz nokta Çalış’tır; fakat söz konusu oraya ulaşım olduğu anda Fethiye marinaya ulaşmanız gerekiyor. Gidiş-geliş yirmi liradan fazla tutmayacaktır.
Kaynak: instagram.com/melisalptekin
21- Çalış’tan Fethiye’ye tekneyle geçin
Özellikle akşam vakti tavsiye edebileceğim bu büyüleyici aktivite, sadece bir yerden bir yere ulaşım sağlamaktan çok daha fazlası. Şehrin ışıkları üzerinize vururken kapkara denizin üzerinde seyir halinde olacaksınız. Yıldızların size gerçekten göz kırptığını hissedeceğiniz, en fazla yirmi dakika süren yolculuğun sonunda mutlaka yüzünüz gülümseyerek tekneden ineceksiniz. Tekne yolculuğunun ücreti ise kişi başı 10 TL civarında.
22- Paspatur suyunun serinliğini damarlarınızda hissedin
Paspatur Çarşısı’nın göbek noktalarından çıkan suyun soğukluğu rüzgarla birlikte suratınıza çarpar. Bu sırada suyun tam yanında oturup bir bira içmek, sıcaklığın 42 dereceye kadar çıktığı Fethiye sıcağına karşı en hikayeli çözüm olacaktır.
23- Kayaköy’de bir köy lezzeti: Gözleme
Yine bir gözleme vakasıyla karşı karşıyayız:) Ama söz konusu Ege oldu mu otlu peynirli, patatesli mis gibi gözlemelerin tadı bir başka oluyor. Hele oturduğunuz yerde karşıdan taş evlerin manzarası varsa, o gözleme daha da bir güzelleşiyor. Kayaköy’de yol boyunca birçok gözlemeci görebilir, hiç tereddüt etmeden herhangi birinde taburenize yerleşerek açık ayran-gözleme kombinasyonunun tadına varabilirsiniz.
24- Ölüdeniz Beldesi’ni arşınlayın
Fethiye’den, dağları aşarak çıkan yolunda ilk karşılaştığınızda aşık olursunuz Ölüdeniz’e. Sadece denizi ile değil; dağı, yeşili, ovası, cıvıl cıvıl havası, havada rengarenk paraşütleri ile Ölüdeniz başlı başına bir yaşam merkezidir. Lezzetli deniz ürünleri lokantaları, serinletici içecekleri ile Ölüdeniz boylu boyunca her cebe hitap eden yerler ile gönlünüzü fethedecektir. Ölüdeniz’e ulaşmak ise minibüsle en fazla 5 TL.
25- Hırçın Belcekız Denizi’ne girin
Doğanın mucizesi Ölüdeniz kumsalının diğer tarafı açık denizdir. Bu sebeple dalgalı; ama buz gibidir suyu. Ölüdeniz’in bu kısmına Belcekız denir. Tüm restoran, kafeler de bu taraftadır. Belcekız’da denize girmek bedava; fakat şemsiye-şezlong almamanız gerekiyor.
İşin daha güzel tarafı, Belcekız isminin bir efsaneye dayanıyor olması:
Eski çağlarda denizin bu tarafından geçen gemiler açıkta demirler ve içme suyu almak için kıyıya sandalla çıkarlarmış. Bir gün yaşlı bir kaptanın genç, yakışıklı oğlu su almak için koya çıktığında güzel Belcekız’ı görmüş. Görür görmez de birbirlerine aşık olmuşlar; ama delikanlı suyu alıp dönmek zorundaymış. Gemi uzaklaşıp gitmiş. Belcekız hep kıyıya bakmış, sevgilisinin yolunu gözlemiş. Delikanlı da geminin o taraflardan her geçişinde su almaya gelir, görüşürlermiş. Bir gün buradan geçerken fırtına patlamış. Delikanlı, babasına burada korunaklı bir koy olduğunu söylemiş. Babası da delikanlının sevgilisini görmek için gemiyi parçalamayı göze aldığını düşünmüş. Fırtınayla birlikte kavga da büyümüş baba-oğul arasında. Gemi tam kayalara çarpacakken baba bir kürek darbesiyle oğlunu denize atmış ve dümene yapışmış. Tam o sırada durumu kavramış.Deniz dönerek çarşaf gibi bir koya girmekteymiş. Oğlan orada ölmüş. Kayalarında üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kayalara atlayıp ölmüş. İşte o günden beri kızın öldüğü yere Belcekız, delikanlının öldüğü yere de Ölüdeniz denmiş.
Kaynak: instagram.com/tetil
26- Ölüdeniz’in eşsiz güzelliğinde serinleyin
Belcekız’ın aksine bir göl gibi seyreden Ölüdeniz, Türkiye’de bulunan lagün oluşumlarından en büyüleyicisidir. Likyalılar’da ışık ve güneş diyarı, Ortaçağ’da ise “Uzak Diyar” olarak bilinir. Dünyaya “turkuaz” rengini de kazandırmış olan Ölüdeniz ve Belcekız arasındaki radikal dönüşüm ve kum burnu, Dünya üzerinde gözle görülmeye değer doğa harikaları arasındadır mutlaka.
Sahilin Ölüdeniz kısmına kişi başı giriş 6 TL’dir. Yine içeride şezlong-şemsiye almama şansınız var.
27- Ölüdeniz’de tekne turuna katılın
Kabak ve Kelebekler Vadisi’ni duymayan yoktur herhalde. Peki, bu koyları ziyaret etmek için illa kamp mı yapmanız lazım? Kocaman bir hayır! Ölüdeniz’de sabah saatlerinde kalkan ve tüm gün süren tekne turları, daha önce girmediğiniz denizlere, görmediğiniz doğa harikalarına erişmenizi sağlıyor ve öğle yemeği dahil sadece 15 TL!
Turun diğer durak noktaları ise şöyle: Akvaryum Koyu, St. Nicholas Adası, Deve Plajı ve Soğuk Su.
28- Kıdrak Koyu’na yürüyün
Belcekız’ın hemen yan koyu olan Kıdrak’a Ölüdeniz Beldesi’nden kolayca yürünebilir. Sakin çam ormanı içinde enfes bir kumsaldır. Kumsalda büfe, halka açık masalar, mangal yerleri, duşlar, tuvalet gibi günlük gereksinimleri karşılayabilecek olanaklar bulunmaktadır.
Kaynak: instagram.com/hilalbudakucar
29- Gecenin nabzını Hisarönü’nünde yakalayın
Ölüdeniz’in yukarısında kalan Hisarönü, maalesef gece erken saatlerde minibüs olanaklarının, dolayısıyla ulaşımın bitmesine rağmen Fethiye’nin gece hayatının kalbini oluşturmaktadır. Dev bir alana yayılmış gece kulüpleri, restoranlar ve otelleri ile Hisarönü her daim kalabalıktır. Çoğunluğu yabancı turistlerin oluşturduğu kalabalığı her an masaların veya barın üzerinde dans ederken görebilirsiniz. Tavsiyem, akşam yemeği sonrası gidip, gezinip, bir içki içip otelinize geçe kalmadan geri dönmenizdir. Bunu söylememin sebebi de Hisarönü’ne gittiğinizde oteliniz mevkiine pek de geri dönmek istemeyecek olmanızdır:)
Kaynak: instagram.com/buraktuzer
30- Kayaköy Afkule Manastırı’na yürüyün
Şimdiki aktivitemiz maceracı gezginler için. Çünkü Afkule Manastırı’na ulaşmak pek de kolay değil. Kayaköy, eski köyün yanından çıkan bir ara yoldan Ölüdeniz’e çıkılabiliyor; fakat bunun için çamlar arasından 5 km. kadar yürümeniz gerekiyor. Batı yönünde (Gemiler koyu istikametinde) 3 km. kadar ileride, denizden 400 metre yükseklikteki küçük mağara göreceksiniz. Gördüğünüz mağara, Hagios Elefterios Manastırı’nın kalıntısıdır. Elefterios adındaki keşiş, bu manastırı herkesten uzak bir yaşam yolunu tercih ettiği için inşa ettiği varsayılmaktadır. Buradan İblis Burnu, Kurdoğlu Burnu, hatta açık havada Rodos Adası’nı bile görülebilirsiniz.
31- Buz gibi suyu ile doğanın keskin bıçağı Saklıkent
Fethiye-Antalya yolunda bulunan, doğanın gerçek bir oyunu olan Saklıkent Kanyonu, Eşen Çayı’nın kolu olan Karaçay’ın oluşturduğu kanyondur. Suyun kolayca aşındırabileceği Kalkerli arazide, fay çatlaklarının da yardımıyla sarp ve derin bir kanyon oluşmuştur. Suyu tam anlamıyla buz gibidir! Kanyon içerisinde özel ayakkabılarla dolaşmak mümkündür. Bu ayakkabıları kiralamamayı sakın düşünmeyin çünkü gerçekten ihtiyacınız olacak.
Saklıkent’e giriş 5,5 TL, ayakkabı kiralamak ise 10 TL civarında. Tabiki Fethiye içinden minibüslerle ulaşım sağlamak mümkün.
32- Dünyanın en lezzetli suyu: Yakapark
Abartmıyorum, gerçekten dünyanın en lezzetli suyu! Yakapark’ta suyun tadına baktıktan sonra emin olun hiçbir şey eskisi gibi olmayacak!
Tlos Yakapark, ovanın tüm sıcaklığından uzak 650 mt. yüksekliğinde serin, doğa ile uyum içerisinde bir doğa su cenneti. Değirmene su taşıyan yüzlerce yıllık çınar ağaçlarının oluklarından taşan sular zengin şelaleler oluşturuyor, böylece bu lezzetli su ortaya çıkıyor. Su aynı zamanda inanılmaz derecede soğuk. Hatta işletmeciler suda 5 dakika kalana bira, 10 dakika kalana ise yemek ısmarlıyorlar:)
Yakapark’a Fethiye içinden kalkan minibüsler ile ulaşabilirsiniz.
Kaynak: instagram.com/aychin_oz
33- Tlos Antik Kenti’ni ziyaret edin
Saklıkent yolunda bulunan Tlos Antik Kenti’nin girişindeki akropolün hakim görüntüsü ziyaretçileri hayli etkilemektedir. Şehir hayli büyük olmasına karşın bugüne gelen kalıntılar sadece akropolün etrafında toplanmıştır. Maalesef başıboş bırakılmış, hatta şehrin stadyumu köylüler için bir tarım alanına dönüşmüştür. Yine de mutlaka görülmesi gereken eserler arasındadır. Hatta şu tarla olayını bile görmek için gidecekler eminim vardır:)
Tlos’a Fethiye’den minibüsler mevcuttur. Hatta Tlos-Yakapark ve Saklıkent turu da şehir içinden sağlanmaktadır; fakat cebinizi ufak zorlayabilir.
34- Kuleli Koyu’nda denize girin
Çam kokusu içinde, denizin hemen yanı başında küçük bir koy ve berrak bir deniz mi arıyorsunuz ? Kuleli Koyu’nda bulunan Kuleli Plajı’nı mutlaka görmelisiniz. Fethiye yakınlarındaki enteresan oluşumların diğer bir tanesi olan Kuleli’de ufak bir büfe dışında pek bir hizmet bulamıyorsunuz, dolayısıyla hazırlıklı gidin. Ulaşım ise elbette Fethiye içindeki minibüslerle sağlanıyor.
Kaynak: instagram.com/bahadirozyurt
35- Patara Antik Kenti’ni görün
Fethiye-Kaş yolunda, diğer görülecek yerlerden daha uzak; ama ulaşımı kolay Patara Köyü’nün içindeki antik kent, Likya Uygarlığı’nın başkentliğini yapmış bir sahil kasabasıdır. Aynı zamanda Likya’nın en önemli limanlarından biri olduğu için yapılara da önem verilmiştir. Günümüze gelen kalıntılar bir hayli iyi korunmuştur. Çok erken bir saatte Patara’ya giderseniz hem antik kenti gezebilir hem de halk plajını kullanarak denize girebilirsiniz ve bunları yapmak için yol dışında hiç para harcamanız gerekmez.
Kaynak: instagram.com/funtesticle
36- Yeşilüzümlü’de gezintiye çıkın
Fethiye-Denizli arasında kalan Yeşilüzümlü, geleneksel köy hayatının önemli temsilcilerinden biri olması, üstüne üstlük kasabanın Cadianda Likya Kenti’nin kalıntıları yakınına kurulmuş olması, Yeşilüzümlü’yü görülmesi gereken yerlerin arasına sokuyor.
Aynı zamanda Yeşilüzümlü’de mantar hasat zamanı geldiğinde Kuzugöbeği Festivali düzenleniyor. Festivalde geleneksel yemekler servis edildiği gibi diğer taraftan Yeşilüzümlü’yü cezbedici kılan bir diğer uğraş olan ev şarapları da festivalde ikram ediliyor. Festival programını şu adresten takip edebilirsiniz: http://www.kuzugobegifest.com/
Yeşilüzümlü’ye ulaşım imkanı bulunmakta TAKSİ çağırmak için TIKLAYIN
37- Letoon Antik Kenti’nde geçmişe yürüyün
Kumluova Köyü yakınında bulunan Letoon, Muğla’nın dinsel ve politik açıdan önemli antik kentlerinden biridir. Burada üç tapınak vardır. UNESCO Dünya Miras Listesi’nde bulunan Letoon’un yakınlarında insan eli değmemiş plajının da mevcut olması bu tarihi dokuya sizi daha çok çekiyor; antik kente karşı kulaç atmanın vereceği o büyülü his.
Fethiye minibüs duraklarından kalkan Kumluova arabası ve biraz yürüyüş ile Letoon Antik Kenti’ne ulaşabilirsiniz.
38- Samanlık Koyları’nda piknik yapın
Çamlarla çevrili ve sürekli rüzgarın ılık esintisini duyumsadığınız, pırıl pırıl bir deniz hayal edin. İşte o deniz, yan yana iki koy olan Küçük ve Büyük Samanlık’ta sizleri bekliyor.
Fethiye’den saat başı bu iki koya da ulaşım sağlanıyor. Dönüş için de aynı saat süreleri geçerli. Giriş ücreti kişi başı 3 TL civarında. Buraya isterseniz yanınızda yiyecek-içeceğinizle gelebilir veya var olan büfesinden istediğiniz ürünleri alabilirsiniz.
Kaynak: instagram.com/onurakbayir
39- Fethiye organik pazarında domatesin kokusunu içinize çekin
Her cuma Fethiye merkezde kurulan köylü pazarı, tarladan yeni koparılmış bir sürü sebze ve meyve ile dolup taşıyor. Özellikle pazara gidip domates almanızı tavsiye ediyorum. Hayatınızda daha önce bu kadar lezzetli bir domates yememiş olacaksınız.
40- Cesaretin var mı Likya Yolu’nu yürümeye?
Fethiye’den başlayarak Antalya’ya kadar uzanan, tarihine tanıklık ettiği için verilecek en iyi isme sahip Likya Yolu, patikalardan bir kısmının işaretlenip haritalanması ile oluşturulmuş bir yürüyüş rotasıdır. Dünyanın en iyi on uzun mesafe yürüyüş rotasından biri olarak gösterilir. Hayli zorlu bir yürüyüş yoludur. Hatta ki yürüyüşçüler bazı anlarda keçi patikalarından yürüdüklerini söylerler. Likya Yolu üzerinde birçok köy olduğu için konaklama imkanı mevcuttur; ama çoğu zaman kamp yaparak gecelerinizi geçirirsiniz. Maceraperest okurlarımız, var mı cesaretiniz?
“Bi 20 TL değil; ama Fethiye’ye gidip yapmadan olmaz!” dediğimiz:
1- 12 Adalar tekne turuna katılın
Fethiye Marina’dan kalkan, sabah 10:00 gibi çıkışla tüm gününüzü geçirebileceğiniz, gününüzü geçirirken muazzam denizlere girip doğa harikası koyları deneyimleyebileceğiniz tekne turları 30 TL ve içindeki öğle yemeği de dahil.
12 Adalar turunda; Kızılada, Delikli Adalar, Yassıca Adalar, Tersane Adası, Domuz Adası ve diğerlerine uğranır. Kleopatra Hamamı’nda mola verilir. Bedri Rahmi Koyu, Göbün Koyu da ziyaret edilir. Son durak Fethiye çıkışındaki ada olan Şövalye adasıdır.
Kaynak: www.lighttours.com
2- Baba Dağı’ndan paraşütle atlayın
Bir hayli adrenalinli, bol manzaralı ve tabir-i caizse ayaklarınızı yerden kesecek bu aktivite cesaret istediği kadar aynı zamanda ufak bir meblağ ücret de talep ediyor. Yine de değiyor. Hayatınız boyunca hatırlayacağınız bir hikayeniz ve ömürlere sığmayacak bir manzara kareniz oluyor.
Yamaç paraşütü aşar, derseniz; Belcekız’da güneşlenirken havadaki renkli paraşütleri izleyerek de keyif alabilirsiniz:)